Kayıtlar

Gönül Ülkesi Şâhından

Resim
GÖNÜL ÜLKESİ ŞÂHINDAN Ne nazardır ki bu, gözlerin bahtiyâr mıdır şimdi  Bâb-ı gönlümün Melâiki, cezâyir menekşesi Rüzgâra ahenk verip şarkı söyleyen gonce kimdi O mesûd hâtırandan kalan yalnızca bir sevi mi?  Buyur etsem seni şiirimde ey gökçe-yi Tûrân Bir esinti olan sesin kulağımda bulmaz mı cân Gönül mülkümdeki unutulmamaya çabalayan  O mesûd hâtırandan kalan yalnızca bir sevi mi? Ey melek seni, melike-yi mülk-i dili arıyordum  Bir gün oldu aşıklar meclisinde Mecnûn'u gördüm Gördüm de başımda aşıklar şâhının tacını buldum Sen yokken delilik fermanımı bekleye durduğum O mesûd hâtırandan kalan yalnızca bir sevi mi? -Dolunay Han

Mâh-ı Mâî

Resim
MÂH-I MÂÎ Mâh-ı mâî göktedir vakit de akşâm Ve cânân ile günlere sevi olsam * * * Gün ü tünler geçti, gitti bî-dillerden Geride yalnız sen ve şâirlerden ben Bir rûh-ı latîf ve hoş-nevâsın ki sen Bî-nevâ kalem-i nâlân olcak benden Ben'den dökülen zerre-yi sühan susar Susup da eşkin damlasına hayrân olur Eşkinden süzülen gam ile yazıldı Benim tâlihim olan bu bahtsız yazgı Kaderin en nicesi bu sahîfede Sarı zülüflerin akar bu kalemde Göğün gözgüsüne akseden gökçesin Belinaydan gönlüme vuran mâhîsin Yükselmesin gün, batmasın mâh-ı mâî Dağılmasın gümüş-servi mâhî mâî * * * Mâh-ı mâî yine gökte, yine akşâm Ve yeniden ben günlere sevi olsam - Dolunay Han

Ahların Kurbanı

Resim
AHLARIN KURBANI  Nedendir bu melâlin; ya parlayan hilâlin Ah şu gamlı gözlerin; vah şu hüzn-i kamerin Cândan var mı inancın; ya derdine devacın Ah şu şahsımın şahı; vah şu gönlümün baş tacı... -Dolunay Han

Sen Sen Sen

Resim
  SEN SEN SEN   Sen bir cânân, âfet-i devrân ve yine sen ki Hüdâ Şu denizde doğan kızıllar da yine sensin güyâ   Eserken mavilere senden bir derd-i nefs-i rüyâ; Esir oldu gönüller, haktan kaçarken bir nev-mâha...   Sen, sen ve sen... Senlerden örülmüş bu kızıl gök kubbe; Sadece bana dert olmuş, varılır mı bu sevi'ye?   -Dolunay Han

Ne Kaldı Elinde Bir Avuç Haktan Gayrı

Resim
Ne Kaldı Elinde Bir Avuç Hâktan Gayrı Tanrı emretti: "Ey Ecel Kuşu, İşte sahne senin, vakit bitti." İnsan kendini hazırlarken, o İşte son nefes de söndü gitti... Ne bahtiyar kaldı ne de melûl; İşte o nemli toprağa indi... -Dolunay Han