Kayıtlar

Aşk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Éloa!

Resim
 Éloa! Uykusuz, uzun geceler boyunca  Zamanın, tutkuların, acıların ötesinde! Adını sayıklar âteşli dudaklarım, Tatlı bir heyecânın azâbında yanarak, Ve ârzûların fırtınası içimde koparken. Eğer korkuyorsam, ağlıyorsam, iç çekiyorsam, Eğer kalbim çarpıyorsa: hepsi senin için; Ve fırtınalı kalbimin çılgın atışlarını Sen görür, hisseder ve anlarsın. Eğer rûhum derin bir hazza kapılıyorsa, Ve kendimi bir tanrı gibi hissediyorsam: Eğer parçalayarak, yakarak ve acımasızca  Azap ile dizlerim toprağa düşüyorsa: Eğer saâdet, mucizelerin büyüsü Veya kaderin darbeleri sürüklüyorsa beni: Adını coşkuyla haykıracağım, Rûhların kutsal korosuyla yarışarak. Adını haykırırım yalvararak, Sevinçle, ağlayarak; uykuda, uyanıkken; Ve adın sonsuza dek yaşayacak, Ve hazlardan ölmek üzereyken Eğer başımı mezâra koyarsam: Sevdâ dolu rûhum son nefesini verirken, Éloa! Güzel adını mezârıma gömeceğim.  -Jenő Komjáthy; (7 Mayıs 1881) Macarca Orijinali: Magyar Eredeti: Álmatlan, hosszu éjszakákon...

Gök Gözgüsü

Resim
 GÖK GÖZGÜSÜ Bilincimi saran mâvî selin altında                          tozlu göğü tutmuştum Çırpındı, çığırdı, çıldırdı göğercin Yıldıydı gözlerin göğün gözgüsünden                                                                            inanmak zor. Varlığımı tehdît edercesine göğercin                                                                       ve                               ...

Mihr ü Mâh

Resim
MİHR Ü MÂH Câvidan oldu bu cân mihr ü mâh’a Mâh u dört, mihr ü yedi hatta âşnâ Yekûn olıcak yedi kere mâh’a Nârdan dil kurbân ola hatta cânâ Bendim yedi ki ve sensin yine mâh Tavâf eyledim seni ki mihr ü mâh -Dolunay Han

Gönül Ülkesi Şâhından

Resim
GÖNÜL ÜLKESİ ŞÂHINDAN Ne nazardır ki bu, gözlerin bahtiyâr mıdır şimdi  Bâb-ı gönlümün Melâiki, cezâyir menekşesi Rüzgâra ahenk verip şarkı söyleyen gonce kimdi O mesûd hâtırandan kalan yalnızca bir sevi mi?  Buyur etsem seni şiirimde ey gökçe-yi Tûrân Bir esinti olan sesin kulağımda bulmaz mı cân Gönül mülkümdeki unutulmamaya çabalayan  O mesûd hâtırandan kalan yalnızca bir sevi mi? Ey melek seni, melike-yi mülk-i dili arıyordum  Bir gün oldu aşıklar meclisinde Mecnûn'u gördüm Gördüm de başımda aşıklar şâhının tacını buldum Sen yokken delilik fermanımı bekleye durduğum O mesûd hâtırandan kalan yalnızca bir sevi mi? -Dolunay Han

Mâh-ı Mâî

Resim
MÂH-I MÂÎ Mâh-ı mâî göktedir vakit de akşâm Ve cânân ile günlere sevi olsam * * * Gün ü tünler geçti, gitti bî-dillerden Geride yalnız sen ve şâirlerden ben Bir rûh-ı latîf ve hoş-nevâsın ki sen Bî-nevâ kalem-i nâlân olcak benden Ben'den dökülen zerre-yi sühan susar Susup da eşkin damlasına hayrân olur Eşkinden süzülen gam ile yazıldı Benim tâlihim olan bu bahtsız yazgı Kaderin en nicesi bu sahîfede Sarı zülüflerin akar bu kalemde Göğün gözgüsüne akseden gökçesin Belinaydan gönlüme vuran mâhîsin Yükselmesin gün, batmasın mâh-ı mâî Dağılmasın gümüş-servi mâhî mâî * * * Mâh-ı mâî yine gökte, yine akşâm Ve yeniden ben günlere sevi olsam - Dolunay Han

Ahların Kurbanı

Resim
AHLARIN KURBANI  Nedendir bu melâlin; ya parlayan hilâlin Ah şu gamlı gözlerin; vah şu hüzn-i kamerin Cândan var mı inancın; ya derdine devacın Ah şu şahsımın şahı; vah şu gönlümün baş tacı... -Dolunay Han

Sen Sen Sen

Resim
  SEN SEN SEN   Sen bir cânân, âfet-i devrân ve yine sen ki Hüdâ Şu denizde doğan kızıllar da yine sensin güyâ   Eserken mavilere senden bir derd-i nefs-i rüyâ; Esir oldu gönüller, haktan kaçarken bir nev-mâha...   Sen, sen ve sen... Senlerden örülmüş bu kızıl gök kubbe; Sadece bana dert olmuş, varılır mı bu sevi'ye?   -Dolunay Han

Serseri Oldum Aşkından

Resim
Serseri Oldum Aşkından Sabâh oldu, şâmdam damlar bir sabâ Ey sen, pâ-mâl ettin beni ser-âpâ Ruhsârdan bir bûy ile ruhumu sar Sevgimizle beraber bir daha sar Eriyorum, senden bana yadigâr; Rivâyet ile coşuyor bu rüzgâr İstemem; son bulmasın şu esinti Olsun bana müebbeden bir sevi Lâleler, gelincikler ve nergisler Dahası da sende mevcûd ey güller Uzanıyor işte boydan boya o yâr Mesâda nâ-mevcûd böyle bir diyâr Asırlar geçer dağılmaz hayâlin Şaşarım nedir böylece emelin Kalbimden geçenler yalnızca senin Itırdan mest olan yalnızca benim Nerdesin diye soramam, bilirsin Derdim de gönlüm de sadece sensin Ayrılık ne maraz ölümden beter; Neyleyim ölümü, sensizlik yeter... -Dolunay Han

Yolların Yolcusu

Resim
YOLLARIN YOLCUSU Dost diye diye vardım aşk yoluna Aşk yolundan indim gönül yoluna Sen sanarsın kalbim fani doludur Gönlüm revândır o Allâh yoluna Güyâ yetişir şiir ile Allâh'a Kolay mı ki varmak Tanrı yoluna Derdine derd ile yan döne döne Döner belki felek Hak'kın yoluna Nîlî geçer sanma denizden gökten Onun ruhu vardı Hüdâ yoluna -Dolunay Han

O Beldede Senden Ayrı

Resim
O BELDEDE SENDEN AYRI Gözlerinizin gökselliğinden uzak ve şûle-nazar eşkten cüdâ kalarak Bu yerde sürgüne dâimâ mahkûmuz. Sanrılar ne gâlip gelir bu devirde Ne hitâm bulur hayâller bu gönülde Tanrılar sırrına vâkıf bu kadehde O mürekkebin sönüşüne şâhidiz... Yaşların kızıllığında, senden benden ve hatıralardan huzurlu parçalar Harlanarak kalbin âteşi sönerse Tek bir sözünle dilimizden yanarız... Sözlerinizin ihtişâmından uzak ve nâr-ı hazân senden mahrûm kalarak Gözünden sürgüne dâimâ mahkûmuz... -Dolunay Han

Bilsem De Gerçi Bilmezem

Resim
Bilsem De Gerçi Bilmezem Meyletsen gönül aşka ki aşkı bilmezem, Mesnedim sendin ey yâr ki seni bilmezem. İntizâr-ı şâmında güllere âşinâ; İzhâr eylerken gül-şenler; gülü bilmezem. Ezhâr-ı zârdan oluşmuş hakkın bahçesi Ervâha rahmet ki güyâ dili bilmezem. Mütecessim, müteaddid, mütevâzı cân: Mürûr etmiş güller, hûn-ı revân bilmezem. Ne dersin Dolunay, bu felek döne döne Neler yanmış neler? Gönlün müdür bilmezem... -Dolunay Han

Asr-ı Lalenin Gülü

Resim
 Asr-ı Lâlenin Gülü  Âsarın verdiği heyecânı bilmez miyim? Âşkımın estiği âlemleri bilmez miyim? Yaydığın hoş-bûy-ı saadet, iklimlerinden: Yanağından coşup taşan âşkı bilmez miyim? Lâle-haddinden güyâ ki lâle-zâr oluşmuş, Bahçe içre kanayan gülleri bilmez miyim? Yalnız gül imiş lâle-zârı bolca sulayan Yalnız o akan hûn-ı dil idi bilmez miyim? Nâlân-ı kalemle soldu Dolunay'ın gönlü Hûn-ı revân değilim sanarsın bilmez miyim? -Dolunay Han

Gülşen-i Canan

Resim
  GÜLŞEN-İ CÂNÂN Sanma ey cân, gönlüm suskun mâî deniz, Sözüm harlı âteştir yine dildeyiz Sînende gözümün yaşı bir ırmaktır Sensiz geçen mâzîyi güyâ bilmeyiz Sanki anlamaz, derd-i âşığı ki dûr Sırma gül-şendedir gerçi görüşmeyiz Sahilde duydum o hoş sedâ-yı mahmûr Saki doldur câmı ki içmelerdeyiz Sabâya müstağrak hayâl-i nefesin Sabahat-ı muğber solmuş da görmeyiz Seherde bilsen ey Dolunay hâl nedir? Sâyede gördüm ezhârı ki gül-şendeyiz... -Dolunay Han

Deniz ve Göğün Aşkı - II

Resim
ÂŞK-I DERYA VÜ SEMA - II  (DENİZ VE GÖĞÜN ÂŞKI - II)  Leylî'nin hayali olmayacak gerçek Ferhad kalır mıydı hakikati versek Ey Hüsrev, gönüllere Şîrîn bir mey çek Mecnunun derdi bu ruha nasib olsun Göğün deryaya meyli var ise eğer Ufuklar, kızılı mavilere serer Gönlünün, seviden özge feyzi mi var? Kalbimiz genc-i sevgiye sahib olsun Ne Farisî, ne Ermeni, ne de Rumî Âşkı, Türk gibi eder miydi terakkî Tanrı âşkından iyisi mi var gerçi Dolunay derd-i sevdaya naib olsun. Göklerin cihana nispetiyle sevgin Denizlerin zulmetine vasıl olsun... -Dolunay Han

Deniz ve Göğün Aşkı - I

Resim
ÂŞK-I DERYA VÜ SEMA - I (DENİZ VE GÖĞÜN ÂŞKI - I) Ayrılık zamanı varıyor akşama Yollar yaklaşıyor sensiz sabahlara Yağmur surlaşınca nasıl ayrılmalı Aydınlık günlere bırakalım veda... Ya mümkün mü yerle göğün birleşmesi Ay'la güneşin afakta kavuşması Asla deme ki "varılmaz uzaklara" Ya da "zülf-i zulmetimden ayrılmalı" Leyla'nın Mecnun'u, Ferhad'ın Şîrîn'i Arzum odur ki denizin göğü olsun... -Dolunay Han

Sayrıların Ufukları

Resim
SAYRILARIN UFUKLARI Sayrılı Dargın gecelerin düşlerinde Bir sen Bir ben Bir de ufuklar Gerçeklerin gündüzlerinde Tekrar, tekrar ağlar. Hastalık Ne maraz, karanlıklarda Bilsen... Bilsen ki, Sevgilerde deva var.  Sevgiler, seviler Sayrılı Dargın gecelerin düşlerinde Ufuklara bir vedası var... -Dolunay Han

Sen Ki Bir Tek Sen ve Sadece Sen

Resim
SEN Kİ BİR TEK SEN VE SADECE SEN Zuhur ederken ziyası ruhun, Semanın nurunda hüzünler var. Senin, yalnız senin ki gözlerin,  Zîrin aksine olurken rizan. Toprağın, göğün ve denizlerin, Afakı sarsan hasretleriyle Aylar ve yıllar ki sensiz geçsin. Tanıdığım mah ki yalnız sensin... Sen mah, yine sen ki mavi deniz, Gerçeklerden düşen bir zulmetsin... Gerçi karanlık sensiz ve sessiz, Seylin maviliğini bilirsin... Nicelerine sen, sen ki akşam, Sen ki bir tek sen ve sadece sen... Toprağın, göğün ve denizlerin, Afakını sarsan bir hasretsin... -Dolunay Han

Ufkun Güneşli Hayali

Resim
UFKUN GÜNEŞLİ HAYALİ  Dizginleşen bir ufkun Maviyle kızıllaşan bulutları Sitareleşen gözlerden aksi Sevimli bir kederi Gecelerin ihtişamına saçtı Saçtı ki sabahlara Doğdu bir güneş yorgun Yorgun, yorgun, yorgun Durgun sabahlara kırgın  Ki Dizginleşen bir gönlün Göklerle kanlaşan gözlere Hüzünleşen seslere aksi -Dolunay Han

Bir Hayal Sevgisi

Resim
BİR HAYAL SEVGİSİ Sahile vurdu faciaların esintisi          Bir garîp heves                             -bizimkisi Ne derdi anlatmak     Ne delirmeyi anlamak                      Bir ufak huzur                   -benimkisi Nice sularda ıslanmaya    Nice topraklarda sürünmeye            Sonunda bir çift göze                             bir çift söze                           vurulmaya                        demişler              Bir hüzünlü âşk                       ...

Deniz Seyranında

Resim
DENİZ SEYRANINDA Sahilin maviliklerle örtülü girdabında Bir kızılımsı gölgelerle güneş parlamakta Teneffüs ettiğimiz bu ilginç âşkın havası Seni gözlerimin önünde prenses yapmakta. Uzun gecelerin karanlığı şimdi başlıyor Senden ebedi ayrılık, âşkımıza reva mıdır? Sana sesleniyorum kalbimin uçurumundan Benden uzaklaşmışsın kulakların duyamıyor... Denizin ıssızlığı sevgimi bastırır sandım Senin sesine, hoş sözlerine tekrardan kandım İmkansızlığın içinde tek gerçeğim imişsin Hakikatler içinde yalnız bir yeşile kandım! Dolunay'ım! Bir gece daha bitiyor baksana... Dayanılır mı ki onsuzluğun ıstırabına? Bu gece uyku değil, âşıklar hüznü gecesi Keşke gözlerin beni sonsuzluğa esir alsa! -Dolunay Han